ulaş
Ulaş Bardakçı anıldıMart döneminde, 19 Şubat 1972’de İstanbul Arnavutköy Üvez Sokak'ta kaldığı evde polis tarafından katledilen, dönemin devrimci önderlerinden Ulaş BARDAKÇI, Ankara’da mezarı başında anıldı. 20 Şubat 2009 Cuma Ankara Karşıyaka mezarlığı 2. kapıda öğlen saatlerinde buluşan 68'liler, 78'liler ve gençler , Ulaş BARDAKÇI’nın mezarına kadar sloganlarla bir yürüyüş yaptı. ÖDP, SDP, Devrimci 78'liler Federasyonu, 68'liler Dayanışma Derneği, Devrimci Gençlik, Devrimci Hareket, ve Dev-Lis pankart ve bayraklarının tayındığı yürüyüş ardından mezarı başında toplanan grup, Ulaş BARDAKÇI ve devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sonrası ortak açıklamayı Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Ruşen Sümbüloğlu okudu. Ruşen Sümbüloğlu konuşmasında, “Hesabı sorulmamış 12 Mart, 12 Eylül ve diğer darbeler ve girişimleri, Susurluk çetesi dahil sayısız karanlık çete, Şemdinli, Hakkari, Yüksekova provokasyonları yetmezmiş gibi Ergenekon çetesiyle yeniden emekçilerin kazanılmış haklarına, halklarımızın özgür, eşit ve kardeşçe bir arada yaşama isteğine saldırıyorlar. Kirli tarihine sığınmış egemenler kan dökmeye, can almaya devam ediyor. Böyle bir Türkiye ortamında, 37 yıl önce, 19 Şubat 1972 de, 12 Mart faşizmi tarafından katledilen, çocuklarımıza adını verdiğimiz, yiğit devrimci Ulaş Bardakçı için bir aradayız.” dedi. Sümbüloğlu, “Ulaş Bardakçı, o günün koşullarında devrimci inancın onurlu bir temsilcisi, bir öncü savaşçı olarak sınıf mücadelesinde yerini aldı. O, emperyalizme ve faşizme karşı mücadelenin yükseldiği, buna koşut olarak sosyalist bir devrim sürecinin düşünsel ve örgütsel planda belirmeye başladığı siyasi atmosfer içinde devrimcileşti. Mahir Çayan’ın yol arkadaşı oldu. THKP-C’nin kuruluş sürecinde ciddi fikri katkılarda bulundu. Nihat Erim hükümetinin “Balyoz Harekâtı” sırasında esir düştü. Kasım 1971’de askeri hapishaneden firar eden beş devrimciden biriydi. 19 Şubat 1972’de Arnavutköy’de kaldığı ev kuşatıldı. Ulaş son kurşununa kadar çatıştı ve hunharca katledildi” vurgusunu yaptı. Sümbüloğlu açıklamanın sonunda, “Bizlere düşen en büyük görev, on yıllardır onlardan yükselen devrim şiarının, devrimci eylemin, büyük bir devrimci pratiğin gündelik hayatımıza yeniden ışık tutacak bir büyük isyana dönüşmesini, daha özelde ise; Cuntaların ve cuntacıların yargılanarak yaptıkları her şey için halka hesap vermesini; Ergenekon dahil, 12 Mart ve 12 Eylül rejiminin tasfiye edilmesini sağlamaktır” dedi. Kaynak : sendika.org