1973 'lerden itibaren.Çeşitli öğrenci merkezlerinde kurulan gençlik örgütlerinde gençliğin örgütlü bir biçimde harekete geçirilmesi 12 mart döneminden gençliğin dersler çıkarması ve yolunu iyi çizmesi gerektiği gibi sorunlar tartışılıyor, örgütlü işçi sınıfı hareketindeki canlı, somut gelişmelere koşut olarak, Devrimci, ilerici gençlik arasında yepyeni bir perspektif açan görüşler biçimlenmeye başlıyordu.
İlerici gençlik hareketinin dağınıklıktan, örgütsüzlükten kurtarılması, merkezi -yığınsal bir gençlik örgütünün oluşturulması , ilerici gençliği emperyalizme, faşizme, şövenizme, gericiliğe ve sömürüye karşı savaşımda birleştirecek, onu işçi sınıfının bilimi doğrultusunda eğitecek ve yaşamsal çıkarlarını ardıcıl biçimde savunacak gerçek anlamda yığın örgütlenmesinin yaratılması ve buna giden yolların, çalışma biçimi ve yöntemlerin bulunup ortaya çıkarılması amacıyla İlerici yurtsever gençler İGD'yi kurdular. Bu dönemde şekilleşmiş olan İGD (İlerici Gençler Derneği) özellikle gençliğin sınıfsal perspektifle yeniden ele alınması, geniş gençlik kesimlerinin -ve doğal olarak öğrenci gençliğin- kapitalizm karşısında nasıl konumlanacağı gibi konularda örgütlenme şekli ve pratiğiyle diğer gençlik örgütlerinden çok daha farklı bir görünüm arz etmekteydi. Aynı şekilde İGD sınıf partisinin varlığı koşullarına rağmen onun genel programatik çerçevesinden bağımsız hareket iddiasındaki gençlik örgütlerinin 12 Mart öncesi teorik yaklaşımından da köklü bir kopuşu sembolize etmiştir. Daha öncesinde orduöğrenci-aydın el ele sloganlarını atanlar ya da Türkiye devriminin gençler (özellikle de öğrenci gençlik) tarafından kotarılıp yönlendirilebilecek bir öze indirgeyenler olmuştu. Bunlar karşısındada İGD'nin gençliğin yolu işçi sınıfının yoludur diyerek gençlik mücadelesi başlığını öğrenci kabının dışına taşırıp ezilen ve sömürülen tüm gençlik kesimleriyle buluşması, mahallelere, fabrikalara, kadar ulaşabilmesi ve bu kitleleri anti-kapitalist özle ekonomik, demokratik mücadelenin içine çekebilmesi ayrımın boyutunu göstermesi açısından anlamlıdır.
İGD-TEMEL ÖRGÜTLENME POLİTİKASI
İGD örgütlenme şekli ile diğer gençlik örgütlerinden farklı bir strateji izledi.İşçi-köylü ve öğrenci gençliğin bir bütün halinde yığınsal örgütlenmesi temelinde hızla yaygınlaşmayı hedefledi dar kadro ile değil yığınsal örgütlenme anlayışı ile hareket etmekteydi. Hemen hemen kırsal kesimlere kadar ulaşmaları ve oradalarda şube açmaları bunun bir örneğidir.İGD ülkenin ve halkın çıkarları doğrultusunda çaba göstermek, gençliğin sorunlarının çözümü için uğraş vermek isteyen her kesimden gençlere kapılarını acık tuttu. Onları isçi sınıfıyla, onun savaşımıyla birlik ve dayanışma, dünya gençliği ile kardeşlik ruhunda eğitti. İGD, böylelikle gençliğin yığınsal, etkili ve saygın örgütü olmayı büyük ölçüde basardı. İGD,öteki ilerici gençlik örgütleriyle faşizme karşı, emperyalizme karşı bağımsızlıkve demokrasi savaşımında güç birliği yapmak için caba harcadı. Bu yöndeki çabalara içtenlikle katıldı, ülkemizde demokrasinin korunması ve geliştirilmesi için uğraş veren tüm demokratik örgütlerle, isçi sendikalarıyla, ilerici politik güçlerle dayanışma içinde oldu.
GENÇLİĞİN İŞÇİ SINIFIYLA BİRLİĞİ
İGD'yi o denemdeki pek çok gençlik örgütlerinden farklı kılan temel ayıraç, işçi sınıfına olan bağlılığıdır.İşçi sınıfıyla birlik, temelde gençliğin emekle sermaye arasındaki savaşımda hangi konumda yeralacağı sorusunun yanıtını da kapsar. Gençliğin kendi sorunlarını çözmede,özgür ve güvenli bir gelecek kurmada dayanabileceği tek güç işçi sınıfıdır. Ve işçi sınıfının yolundan yüründüğü takdirde savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için verilen savaşımda gençliğin yer alabileceğini belirtmişlerdir. Bunu da Gençlik hareketinin işçi sınıfı hareketinin öncülüğü altında geliştirme ilkesini kuramsal bir doğru olmaktan çıkartıp, eylem alanlarında somutlaştırmışlardır.Gençlik hareketini, işçi sınıfının yakın ve uzak hedefleriyle birleştirecek, eş güdümlü hale getirecek eylem platformları yaratmışlardır.
EYLEM VE CEPHE BİRLİĞİ
Aynı zamanda İGD 12 Eylüle doğru hızla ilerlemekte olan Türkiye koşullarında faşist saldırılar karşısında da önemli bir mevzii olmuş, kendini salt faşizm karşıtlığı üzerinden tanımlayan dönemin gençlik örgütlerinin aksine ilerici/sosyalist kimliği ve işçi sınıfını bir sosyalizm mücadelesini eksen alır tarzda militan bir anti faşist mücadele hattı örmeye çabalamıştır. İGD' nin güçlenmesi ve yığınsallaşması karşısında gerici-faşist çevreler İGD ye karşı saldırılara geçmiş ; baskı ,sindirme ve keyfi tutuklamalar ve işkencelerle sindirmeye çalışmışlardır.
İlerici gençliğin savaşımı ağır baskı koşullarında, bir yandan hükümetlerin, sıkıyönetim komutanlıklarının tehdit ve yasaklarına, öte yandan faşist MHP militanlarının ve polisin silahlı saldırılarına karşın boyun eğmeden sürdü. Yüzü aşkın İGD üyesi ve yandaşı bu silahlı saldırılarda yaşamını yitirdi.Yüzlercesi yaralandı sakat kaldı. İsçi, köylü, emekçi ve öğrenci gençliğin ilerici örgütü olan İGD, isçi sınıfının gelişen savaşımına katıldı. Fabrikalarda, grev çadırlarında, 1 Mayıs’larda isçi sınıfımızla birlikte saf tuttu. IGD isçi sınıfının yolundan yürümeyi onurlu bir görev saydı
Artan bu baskılar karşısında Çeşitli gençlik örgütleri ,işçi örgütleri,ve meslek örgütleriyle beraber Can güvenliği ve demokrasi grupları oluşturarak faşist saldırılara karşı eylem birlikleri yapmışlardır.
6 Kasım 1979 da Sıkıyönetim Komutanlığı, İlerici Gençlik Derneği'ni “kamu yararına aykırı” çalışmalar yaptığı gerekçesiyle kapatıldı. Kapatıldığı sırada ülkenin bütün bölgelerinde toplam 154 şube ve temsilciliği ve 50 bin kadar üyesi bulunmakta idi.
Ama bu kapatma kararına rağmen İGD savaşıma ilkelerinden hiçbir ödün vermeden sokakda kahvede, alanlarda,okullarda ve köylerde devam etti, 12 Eylül faşist Darbesine kadar yine yığınlara öncülük etti.YOLUMUZ İŞÇİ SINIFININ YOLUDUR belgisiyle...
SONUÇ
Daha çok demokrasi, daha çok insan hakları istedik. Ana hedefimiz iktidarın el değiştirmesi, işçi sınıfının iktidarıydı. Fakat en büyük sorunumuz eleştirel değildik. Bilgi birikimimiz yoktu. Sol politika bilmiyordu. Demokrasi kültürümüz zayıftı. 12 Eylül öncesi sol gösterdiği hedef itibariyle ülkeyi değiştirmeye kalktı. Ama demokrasi geleneği olmayan bir sol 12 Eylül'e karşı demokratik bir mücadele veremedi.
12 Eylül’de erke el koyan faşist diktatörlük, bütün ilerici gençlere azgınca saldırdı. Yalnız onları hapsetmekle, işkenceye uğratmakla kalmadı, ülkemizi tümüyle bir gençler zindanı haline getirmeye çalıştı, üniversiteleri, bütün öğrenim kurumlarını kışlaya cevirdi. Bilime, hümanizme karşı savaş açtı. Faşist diktatörlüğün ülkemizin yarınlarını karartmak, halkın umut ışıklarını söndürmek istediğinin en acık kanıtı, onun gençliğe böylesine gözü dönmüşçesine saldırmasıdır.
İGD üyeleri ve yandaşları gençler diktatörlüğün zindanlarından, işkence evlerinden geçtiler. Ama ne baskı ve tehdit, ne ülke çapında gençliğe yönelen intikamcı uygulamalar sonuç vermedi, vermeyecektir. Türkiye gençliği ülkemizin Amerikan emperyalizminden, diktatörlükten kurtarılması savaşımından, demokrasinin kurulması ve geleceğin ışıklı yolunun açılması savaşımından geri durmuyor. İlerici gençliğin bugünkü inatçı ve kararlı savaşımı geçtiğimiz yılların onurlu ve savaşkan gençlik hareketinden güç ve esin alıyor.
İGD, tüm toplumun amansız bir baskı altına alındığı 12 Eylül faşizmi döneminde de dar kadrolarıyla da olsa çalışmalarını illegal olarak sürdürdü. Kopuk olan ilişkileri toparlamaya çalıştı.Çeşitli eylemler ortaya koydu, Elle yazılmış bildiriler dağıttı, . TKP'li yoldaşlarla birlikte TKP' nin Anayasaya Hayır pullamalarını yaparak , Halkı, “12 Eylül anayasasına hayır” demeye çağırdı, Üniversitelerde öğrenci derneklerinin kurulmasında etkin rol oynadı, gelişen öğrenci eylemliliklerinde yine ön saflarda yer aldı.
Ama 87 yılından itibaren Dünyada gelişen SSCB ülkelerinde karmaşa ve 90’lı yıllarda Sovyetlerin bir bir yıkılması ilerici insanlık için büyük bir şoku beraberinde getirmişti. Ülkemizdeki hareket de bu şoktan nasibini aldı. Ülkenin en önemli sosyalist örgütlenmeleri olan TKP ve TİP, yöneticileri eliyle tasfiye edildi. Çok geçmeden, bunalım İGD’ye de yansıdı ve İGD, 90’ların başında merkezi çalışmalarını tasfiye etmek zorunda kaldı.
2000’li yıllara doğru, tasfiyeciliğe karşı çeşitli odaklarda verilen mücadelenin belirli kadrolar arasında istikrarlı bir tavır oluşmasını sağlamasının ardından, bir grup ilerici genç ve eski İGD üyesi bir araya geldiler ve İGD’yi yeniden örgütlemek için çalışmalara başladılar.Ama bu çalışmalarda bir bölünme yaşandı.Bunun sonucunda Tüm-İGD ve İGD olarak ayrı ayrı iki örgüt oluştu.
Türkiye Komünist Partisi, İlerici Gençler Derneği’nin savaşımıyla başından beri dostluk ve dayanışma içinde oldu. TKP, isçi sınıfımızın bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için giriştiği savaşta İGD’ yi güçlü bir bağlaşığı olarak gördü. Komünistler gençliğin ekonomik, demokratik, akademik haklarının elde edilmesi için sürdürülen kavgada her zaman onların yanında oldular, bugün de yanındadırlar.