marat yoldas
74 ATILIMI VE İ. BİLEN YOLDAŞ:
19 İ.BİLEN YOLDAŞ'IN KISA BİYOGRAFİSİ: Nerede bir TKPli varsa Parti Oradadır ! İsmail BİLEN
60 hükümet devirmesiyle hem halkın öfkesinin biçimlenmesi endişelerine bir sürtünme (karşı ivme) getirdiler, hem de biçimlenme durumuna gelen öfkenin bir kısmını, kısmi demokratikleşme ile yatıştırmaya çalışmışlardır(Zaten hükümet devirmesi yapılmasaydı da yine bu direniş daha olumlu bir kulvarda kendisini gösterecek duruma gelmişti. Bu hareketle, egemen güçlerin amacı, yan görünüp bu tepkiyi örselemekti. Hatta bu örseleme hareketini devrim diye tanımlama yanılgısına bile düşenler oldu). Bunun yans . Bıması 1961 anayasasıyla yapılmıştır. Her ne şekilde olursa olsun halkın kazanımıydı ve bunun getirilerini de kullanmak onların hakkıydı. Daha önce bir yatıştırma atağı sendika kurma hakkıyla verilmişti. Bu Türkiş ile kontrol altına alınmıştı. Ancak işçi sınıfı bu tür sürtünme hareketlerine yabancı değil aksine yapanlardan daha fazla farkındaydı. İşte bu yatıştırma taktiklerine 1960'lı yıllarda sınıf sendikacılığında, DİSK örgütlenmesiyle karşılık verdi. Açık politika olarakta TİP ile yanıt veriliyordu. TİP daha geniş bir yelpaze içinde düşünüldü. Sendika ise zaten yığınsal olmalıydı. Böylece, ilk defa feodal kişi veya grup yüceltmesine karşı, yığınların ortak örgütü anlayışı hayata geçirilmeye başlanmıştı. Yeni yeni emeklemeye, konuşmasını öğrenmeye başlamıştı. Bu döneminde iyi sözcükleri çoğaltması istenirken maalesef böyle olamadı. İlerleyen yıllarda kişi ve grup anlayışı, hedeflenenleri önler duruma geldi. Gençliğin yurtsever duyguları sömürülür duruma getirilerek halktan uzaklaştırıldılar. Egemen güçlerin saldırılarını haklı çıkaracak ortamı hazırladılar. Bu sırada 1961 anayasası ile sahip olunan haklar her an gasbedilmek istendiği açıktı. Bu kişisel sürtüşmeleri fırsat bilen egemen güçler 1971 de bir muhtıra ile bu emellerini gerçekleştirdiler. TKP sancılı günler yaşadığından bu gidişe engel olamadı(Ancak bu yanlışlara ön ayak olanları ayıklandı). Yani işçi sınıfının yığınsallığının devam etmesini sağlayamadı. İşte bu durumda 1973 sonrası taktiği değiştirdi. Önce yığınsallık kültürünü yaşatmalı daha sonra yığınlara teslim etmeli ilkesinden yola çıkıldı. Her alanda mesela sendika, gençlik, köylü v.b. gibi örgütler kurularak yaşamın her alanına hem ulaşıldı hem de bu alanlar birbirlerine ulaştırıldı. Yığın örgütleriyle siyasi örgütlerin farkı yaşatılarak öğretildi. Solun ve sosyalizmin bir öfke tohumu değil, tam tersine olgunluk, planlılık, birlik dayanışma ve disiplin olduğu gösterildi. |