hkaradeniz
Harun Karadeniz (1942, Giresun - 15 Ağustos 1975, İstanbul) 1960’lı yılların devrimci gençlik hareketlerinin öncülerinden biridir. 1942 yılında Giresun’un Alucra İlçesine bağlı Armutlu köyünde doğdu 1962’de İTÜ İnşaat Fakültesine girdi. Öğrencilik yıllarında Öğrenci Derneği başkanlığı ve İTÜ Öğrenci Birliği başkanlığı yaptı. Kısa süre içinde anti-faşist oluşumların militan kadrolarına girdi. Birçok anti-emperyalist eylemin en ön saflarında, boykotlarda, okul işgallerinde kitleleri yönlendiren isimlerden biriydi. Köylü ve işçi direnişlerinin içinde yer aldı. Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan "Özel okullar devletleştirmelidir" yürüyüşünde yer aldı ve kampanyasında etkin rol oynadı. Eğitim sistemindeki reformları gerçekleştirmek için yapılan üniversite işgallerinden biri olan İTÜ’nün işgalinde öncü oldu. Altıncı Filo'yu Protesto Olaylarında etkin rol oynadı ve bu eylemde yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu'nu kaybetti. Ancak özelikle bu eylemle birlikte, dönemin diğer öğrenci liderleriyle ve yakın arkadaşlarıyla fikir ayrılığına düştü. Diğer öğrenci hareketi liderlerinden farklı olarak, Gençlik hareketlerinin sınıf hareketinden bağımsız olamayacağını söylüyor ve öğrenci eylemlerini emekçilerle buluşturmak için yoğun çaba sarf ediyordu. 12 Mart Darbesi (1971) sonrası TKP ve Dev-Genç davalarından yargılandı. Dev-Genç davasından tutukluyken hapishanede ciddi bir hastalığa yakalandı, tedavisine izin verilmedi. 15 Ağustos 1975’de öldü. Olaylı Yıllar ve Gençlik, Eğitim Üretim İçindir, Devrimcinin Sözlüğü, Yaşamımdan Acı Dilimler ve Kapitalsiz Kapitalistler gibi dönemi anlatan teorik kitapları kaleme almıştır. En fazla tanınan kitabı, Olaylı Yıllar ve Gençlik 'de 1968 gençliğini ve deneyimlerini anlatmıştır. (1942-1975)
Gençliği ülke sorunları ile ilgilenmeyen bir ulusun sonu gelmiş demektir. Gençlik olarak biz, ülke sorunları ile ilgilenmeyi görev biliyoruz ve ülke sorunlarıyla ilgilenip etken olduğumuz ölçüde görevimizi yaptığımıza inanıyoruz. Çünkü ülkenin geleceği, gençliğin geleceğinden ayrı düşünülemez. Biz ülke sorunları ile ilgilenmekle, gerçekte kendi geleceğimize sahip çıkmış oluyoruz. Yaşlı kuşağın bize devredeceği Türkiye’yi, Amerikan üslerini, bizi Amerika’ya bağlayan ikili anlaşmaları, yıldan yıla artan dış borçları ve Türk halkının nasıl sömürüldüğünü görüp de ülke sorunlarıyla ilgilenmemek en yumuşak söyleyişle ihanettir. Türk ulusuna ihanettir. Türk devletinin geleceğine ihanettir. Gençliğin ülke sorunlarıyla ilgilenmesi ve sömürülen Türk halkından yana eylemler yapması, sömürgen çevreleri tedirgin etmekte ve bu çevreler “Gençlik siyaset yapıyor” diye feryadı basmaktadır. Egemen sınıfın isteğine kalırsa, onlar bizi yönetecekler, ömrümüz boyunca acısını çekeceğimiz ikili anlaşmalarla bizi bir yabancı devlete bağlayacaklardır. Fakat biz kadere boyun eğeceğiz, bu ikili anlaşmalara karşı çıkmayacağız. Bir doğu-batı savaşında onlar Türkiye’yi bir nükleer hedef haline getirecekler. Fakat biz NATO’ya karşı çıkmayacağız. Bütün yer altı kaynaklarımızı Amerika’ya peşkeş çekecekler, fakat biz bu sömürünün hesabını sormayacağız. Köylünün ürününü ucuza kapatarak köyle kardeşlerimizi sömürecekler, fakat biz köylüyü sömürüyorsunuz dahi demeyeceğiz. Kıbrıs’ta yolumuzu kesen 6. filo İstanbul Limanı’na demirleyecek, fakat biz 6. filoyu protesto etmeyeceğiz. Meslek bilgimizi kullanarak lüks binalar inşaa edeceğiz, fakat bu binalarda kimlerin yatıp kalktığını sormayacağız. Mühendis olarak silahlar yapacağız, fakat bu silahlar küçük ücretlerine zam isteyen işçi kardeşlerimize çevrildiği zaman ses çıkarmayacağız. Bugünün öğrencileri yarının meslek adamları olarak ülkemizin bütün sorunları ile ilgilenmek zorundayız. Öğrenciliği bitirip meslek hayatına atılacak olan biz mühendisler için iki yol vardır. Bu yollardan biri, kim için ve ne için üretim yaptığını düşünmeksizin egemen sınıfların yararına üretim yapmaktır. Kısaca neden ve niçinini düşünmeksizin bir miktar karşılığında üretim yapmak yani robotlaşmak. İkinci yol ise kim için ve ne için çalıştığını bilerek emekçi halkın yararına üretim yapma olanaklarını aramaktır. Bir başka deyişle, ikinci yol küçük bir azınlığın yararına robotlaşmak değil, büyük çoğunluğun, yani toplumun yararına çalışarak insanlaşmak yoludur. 1967-1968 İ.T.Ü. ARI YILLIĞI Harun KARADENİZ Öğrenci Birliği Başkanı
|
ölüm ilgilendirmiyor artık seni, cinayet ilgilendirmiyor bir dağ yamacında, pınarlar kadar berrak bir şafakta köylüler geçiyor Zap Suyu’ndan ve Tanıyor seni işçiler geçiyor Eyüp’ten, Kartal’dan ve tanıyor seni ölüm geçiyor atardamarlarından ve tanıyor seni kuşların, ağaçların, toprağın sesini dinliyorsun ölüm ilgilendirmiyor artık seni, işkence ilgilendirmiyor. ışıklar içinde yüzün yüreğinde tarifsiz bir telaş sabah, vardiyadasın bir dokuma tezgâhında öğle, bir yürüyüştesin pankartlar afişlerle dalga dalga akşam, nöbetini tutuyorsun bir grev çadırında onurun rüzgâr tanıyor seni bulut tanıyor elini uzatıyorsun bir dağ yamacında, bir kolun kesik… bir mermi daha sürüyorsun ve basıyorsun tetiğe bir dağ yamacında, yüreğinde tarifsiz bir telaş ölüm de tükenmiş ölümsüzlük de, kolun kesik değil ama… |