1 mayis
1 Mayıs’ın 100. Yılı: Vardık, Varız, Varolacağız!


1 Mayıs Alanı Sömürülen, Ezilen ve Dışlananların Özgürlük Alanı Olmalıdır
1 Mayıs, 120 yıl önce, 14 Temmuz 1889’da, Sosyalist Enternasyonal’in Paris’te toplanan Kuruluş Kongresi’nde, “Uluslararası İşçi Günü” olarak ilan edildi.
14 Temmuz Bastille’in düştüğü gün; 1889, Büyük Fransız Devrimi’nin 100. Yıldönümüydü. Bu yıl, 1 Mayıs Uluslararası İşçi Günü’nün ilan edilişinin 120. Yıldönümü.
Türkiye’de ilk 1 Mayıs, 1909’da Selanik’te ve Üsküp’de kutlandı.
Bu yıl, Türkiye’de 1 Mayıs Emekçi Bayramı’nın kutlanmaya başlanmasının 100. Yılı.
1909 1 Mayıs’ı sembolik bir eylem değil, binlerce emekçinin katıldığı “göz kamaştırıcı bir nümayiş”ti.
1909 1 Mayıs’ı sadece “gözkamaştırıcı bir nümayiş” değil somut talepleri ve belirgin bir siyasal çizgisi olan bir eylemdi.
1 Mayıs'ın örgütlenmesinde temel rolü üstlenen Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu, amaçlarını Sosyalist Enternasyonel’e şöyle açıklıyordu: "Osmanlı milleti aynı ülkede yaşayan ve herbirinin ayrı dili, kültürü, edebiyatı, göreneği ve nitelikleri olan çeşitli milliyetlerden oluşmaktadır... Öyle bir teşkilat kurmak istedik ki, insanlar kendi dil ve kültürlerini terk etmeden ona girebilsinler. Hatta daha iyisi, aynı bir ülkü uğrunda - sosyalizm ülküsü- çalışırken, herbiri kendi kültürünü ve bireyliğini geliştirme olanağı bulabilsin."
1 Mayıs’ı Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler birlikte örgütlediler ve kolkola yürüdüler.
1 Mayıs bildirisi dört dilde birden yayınlandı. Herkese seçme ve seçilme hakkı, emeği koruyacak yasaların çıkarılması ve grev mevzuatının düzeltilmesi talepleri yükseltildi.
1 Mayıs, yaşadığımız toplumun temel çelişkisinin ücretli emek ve sermaye arasındaki çelişki olduğunun bilince çıktığı gündür,
1 Mayıs ırkı, dini, dili, cinsiyeti, milliyeti ne olursa olsun bütün emekçilerin, üreten insanların ve emeğe saygı duyanların,"dünyanın bütün işçilerinin" birleştiği bir gündür.
1 Mayıs, başka bir ülkenin ve başka bir dünyanın mümkün olduğunun, ayakların baş olabileceğinin görüldüğü ve gösterildiği bir gündür.
Bu açıdan bakıldığında 1909 1 Mayıs'ı, sadece Türkiye işçi sınıfının tarih sahnesine çıkışını ilan ettiği bir gün değil, yaklaşan büyük krize ve savaşlara karşı emekçi seçeneğinin de ortaya konduğu bir eylemdir.
Etnik ve dinsel farklılıkları sorun değil, zenginlik kaynağı olarak gören; halkların ve inançların kültürlerini ve yurttaşların kişisel tercihlerini korkusuzca yaşadığı ve özgürce geliştirme imkanı bulduğu bir demokrasinin tesis edilmesi gerektiğini savunan bu seçenek, 100 yıl sonra bugün de günceldir ve krizden tek çıkış yoludur.
1 Mayıs’ın 100. Yıldönümü anlamına uygun biçimde kutlamak istiyorsak 1 Mayıs alanını sömürülenlerin, ezilenlerin ve dışlananların şenlik alanına çevirmeliyiz.
1 Mayıs 2009, Türklerin, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin, Zazaların, Ermenilerin.. bütün Türkiye halklarının diliyle konuşmalı, toplumsal kesimleri kucaklamalı,
100 yıldır Başka Bir Türkiye Mümkün!
100 Yıldır Vardık, Varız, Varolacağız!